6 Mayıs 2012 Pazar

kardof'la gezi :))

Pazar pazar erkenden kalkmanın verdiği hazla kalkıp sıcacık yataklarımızdan Kardof binasının yolunu tuttuğumuzda hala uyuyorduk. Evet :))

Sıkmaları mideye indirip, koyulduk yola, 'Saklı Cennet'leri keşfetmek için.

Ersin abi, beklentilerimizi olabildiğince düşürüp, gördüğümüz kupkuru manzaraya razı olmamızı sağladığında keşke uyusaydım diye hayıflandığımı itiraf etmeliyim. Lakin Gödet'e vardığımızda orada bir 'Cennet' saklandığını anladım.

Ersin abinin önderliğinde tırmanışa başladığımızda, köyün gençleri (bknz: fotoğraflar :) ) eşliğinde Gödet'i tüm güzelliğiyle önümüze serdi dağın zirvesi. İlerledikçe dehşet verici güzelliğiyle kanyon uzandı karşımızda. Kale'ye varan yolda Alper'in damardan şarkıları, kuşların cıvıltıları ve deklanşör sesleri duyuluyordu. Ayşe'nin yaramazlıkları, Betül'ün korku bilmez fotoğraf sevdası, Emrah'ın çantasındaki meyve suyu kanyonu renklendiren en önemli faktörlerdendi.

Kanyon'dan aşağı inmek ürkütücü  görünse de uzaktan bize, yürüdükçe küçüldü patikalar. Yürüdükçe dostluklar derinleşti. . Yürüdükçe küçüldük biz, bir cennet büyüdü.

Kaledeyken yalnız sesini duyduğumuz dereye vardığımızda, bambaşka bir dünya serildi önümüze.  Tahtadan yapılmış derme çatma köprülerden geçtik. Bulduğumuz en sıcak alana oturup güneşe karşı piknik yaptık. Fevzi'nin annesinin yaptığı leziz sandviçlerin hepsini yedik ve Emrah'ın meyve suyundan ona hiç bırakmadan içtik. İsmail abinin acı sosuyla yandık, Zehra'nın yüksek faktörlü kremleriyle kendimizi koruduk. (Şu anda yüzüm kıpkırmızı ve yanıyorummmm!)

Köye dönerken Elzem'i faka(!?) bastıran Selman'ın sesi duyuldu: Elzem boka bastııııııığğğ! :)) Yol boyunca Elzem'le dalga geçip, yolun sonunda bir köpeğin tok sesiyle ürküp kol kola köye vardık :).

Misafirperver köy sakinleri, yüzü kırışmış ama yüreği taptaze teyzeler. Ve inanılmaz güzel köy çocukları.

'Haydi eve' diyen karabulutlar asınca yüzünü bize, 'ayıboğan' abimizin kullandığı servisteki yerlerimizi aldık ve yarın çalışmak üzere, hepimiz kendi cehennemimize doğru yol aldık.

Ve ben...

Bir kez daha tanıklık ettim Tanrı'nın büyüklüğüne. Ve şükrettim, Ersin abinin, İsmail abinin, Selman'ın, Ayşe'nin, Betül'ün, Gülşah hocanın, Kristi'in,  Emrah'ın, Elzem'in, Fevzi'nin, Alper'le Ayşe'nin, Önder'in, Mustafa hocanın, Tayyar'ın varlığına. .

Yeni cennetlere. .

Sevgiyle

Pınar

Önemli!

Bu blog tamamen islami usüllere göre yapılmıştır.
Yapımda ve yönetimde hiç bir domuzun emeği geçmemiştir. .