25 Aralık 2009 Cuma

cennetime...

hepimizi çağırdı huzuruna. sormayın onu gördüm,hepimiz gördük ama size tarif edemem.
'yaşamak' denen bir şeyden bahsettiler melekleri. dünya denen yerde bir vucuda sahip olmak ve o yaşamakla denenmek. bir sürü teferruatın arasında gördüm annemin güzel yüzünü. sevgiyle gülümsüyordu 'yaşamak' onun bedeninde. beni sahip olduğum onca cennet güzelliğinden vazgeçirebilecek bir şey olabileceğini düşünmemiştim evvelden hiç.

düştüm içine. onlarca bölündü yüreğim, günlerce ona kavuşmak için savaştım o karanlıkla. uzun bi yolculuktu bu, gelişimin herkese bayram olduğunu anlamam kısa sürmedi, oysa bayramımdı annemin göğsüne yapışıp sonsuz güven içinde olmak.

babamın gülücükleriyle süslendi sonra 'yaşam'. mum ışığı hikayeleri öğrendim çokça. güvenle uykulara dalarken hep elleri olsun istedim beşiğimin ucunda.

hepimizi çağırdı huzuruna. tavana bakıp sebepsizce gülmelerimi hep merak etmiştiniz ya o zamanlarda işte. mutluluğumu anlattım O'na. sormayın; onu gördüm. hepimiz gördük! ama size anlatamam...

önceleri hiç bilmediğim adını, dua gibi dilimden düşürmeyeceğimi söyleseler gülerdim. gülerdim ve şöyle söylerdim: bana cenneti veremez hiç kimse!

kokun bana geldiğinde ilk, bi yanlışlık oldu ve cennetten çıkamadım sandım. gözlerimi açtığımda gördüğüm o yavan dünyada, başta kabullenemedim snein burda oluşunu, yakıştıramadım bu sadeliği yeryüzüne. sonra farkettim ki anne; olduğun her yer cennetmiş.

huzuruna çağırdı onu. sormayın gördü mü? ben bilmem. tek bildiğim yüreğimi oydu birileri. sormayın nasıl bi boşluk, nasıl bi yangı bu içerde. tek bildiğim gittiği yerin güvenli olduğu ve cennetimde beni beklediği.

tüm anneleri bir araya toplayıp bana kimi seçeceğim şansını yine verselerdi anne, ben hiç düşünmeden seni seçerdim.

huzuruna çağırdı bizi. sormayın, görmedim onu. hiç kimse görmedi. size anlatabilirim, benim cennetim var. kokusu annem, yeryüzü annem, gülüşü annem gibi.

17 Aralık 2009 Perşembe

ben baslik yazmadan o yazilsa...

olaganustu guclere sahip olmak istiyorum ben de. supernatural dizisindeki gibi iblisin pesinden kostugu su insan ustu guclere sahip kisilerden.

birine dokundugumda kalp krizinden gitsin istiyorum bazen. gelecegi gormek istiyorum ruyalarimda ya da. cok guclu olabilirim ya da Edward gibi. ya da kurt adam olabilirim ama avlayacak vampir de lazim simdi onu nerden bulayim.

neyse sikko dusunceler kaplamasin beyinlerinizi capimca sacmaladim ben.

ruh halim hakkinda ser verip sir vermiyor icimdeki baska ben. insan reklamlari izlerken aglar mi ya? ya da yazi yazarken? sevgilisine sevdigini soylerken veya aglayaniniz oldu mu aranizda hic?

kahkahalarla gulerken biseye, birden hickirarak agladiniz mi siz?

o zaman anlayamazsiniz, deli gibi Edward gucune sahip olma istegini ya da birilerinin dusuncelerini degistirmeyi istemeyi.

ben de anlamiyorum!

simdi basligi yeniden oku. .

13 Aralık 2009 Pazar

sevgiliye....

bakma bana oyle sevgili. gitmeleri ben istemedim hic. her sabah adimlarimin sana ulasacagini bilerek arsinlamak o yollari... bilmez misin ne de heyecanliydi!

gunu gununu tutmaz bi hayatin derinliginde sustum ben kendime. ufacik kelimelerle kisaltmaya cabaladim huznumu. sen uzulme diye gulumsedim giderken. seni uzmesin mutsuzlugum diye sacmaladim cokca, affet.

issiz bi sokakta, tutup beni optugunde gordum dolunayi. hic bu kadar guzel, hic bu kadar aydinlik bilmezdim onu. opucukler kivilcimlarla bezendi icimde, ay isigi kutsadi sevgimizi...

saril bana!

bakma oyle. boynunu yere egip huzunlenme ne olur.

binlerce isik arasindan gecip, dusecegim topragina.

beni buyut!

25 Kasım 2009 Çarşamba

1

sade bi başlangıç bu.. hiç kimsesiz, gizli ve bize ait!

yüreğimizde büyüyen sonsuz güvene inat, şüpheci.. korkulu bi aşk! rüyalarıma girdiğini kendimden bile saklarken, her sabah yüzünü görebilmek için uyanmak da ne tatlıydı...

bunca yakınında olup sana sarılamamanın acısını ve istediğim zaman kocaman öpememenin puslu tadı da bi başkaydı bilesin...

şimdi nerdesin?

kimler görüyor gül yüzünü?

beni özlüyor musun sevgili?

ben çok özledim! . .

28 Ekim 2009 Çarşamba

Cumhuriyet Bayramimiz Kutlu Olsun!



Damarlarimizdaki asil kan icin...

Hurriyet icin...

CUMHURIYET icin....

Annem,babam,kardesim icin...

Rahatca yurudugum yollar.. sahip oldugum bilgisayar...cep telefonu...mp3.. belki bisiklet,belki motor,belki arabam icin...

Yedigim her "ozgur" lokma icin... attigim her "ozgur" adim icin...

Nazli Hilal icin...

Varliginiz... ve varolmama sebep oldugunuz icin...

"Emanetiniz" icin....

Sahip oldugum, olacagim hersey icin...

size minnettarim!

Eyy buyuk ATATURK !

Actigin yolda, gosterdigin hedefe, hic durmadan yuruyecegime and icerim!

nice nice 86 yillara...

25 Eylül 2009 Cuma

sehirler arasi otobus koltugu

gidilen yer uzaksa; bi akrabaniz gibi oluyor o koltuk. muhtemel yerleriniz, butunlesiyor koltukla, seklini aliyor. dumduz oldugunuzu hissediyorsunuz. ayaklarinizi uzatamamanin verdigi yorgunlugun, tum gun ayakta durmakla esdeger oldugunu dusunuyorsunuz.

yeniden basliyor yolculuklar hayatin farkli zaman araliklarinda. koltuklar hic degismiyor.

hep sevdi beni otobus koltuklari. geceleri olur otobusler afyondan kapadokyaya. ve genelde sikko sirketlerin otobuslerinde yer bulunur bana hep. bu da benim kaderimdir, gece yarilarina kadar otogarlarda beklerim ben hep, hemsehrilerim benden sonra gidip benden once bilet bulurlar hep ve nedense son bilet odur. ben kalirim ortada, gece yarilarina kadar o hic vaktinde gelmeyen sirketlerin otobuslerini beklerim, sonra gelir onlar... ya erkek yani ayirdiklari icin bi karisiklik cikar, ya da yasli teyzelerin yayildigi icin toplanmalari da uzun surer...

tek koltuk yeter bana, kivrilip uyuyabilirim, oyle bi yetenegim de vardir hor gorulmesin.

muavinlerin de bi cogunun asilmisligi vardir, bi muavin tarafindan begenilmenin iyi yonleri de vardir elbet... bolca servis yapilir size ozel... hamburger bile alinir gece acikmissinizdir diye,uykunuzdan uyandirilip burnunuza hamburger de dayayabilir bi muavin. ama muavinler iyidir.

son kezdi bu gidis, muavinle muhabbet yine saglamdi. bisey icmek istemedim, heyecan vardi, merak vardi. gece inilecek, yine ayni yerde birbiri beklenecekti... o kosarak gelecek, simsiki sarilacakti yine boynuma... sabaha kadar uyunmayacak, biriken hersey anlatilacakti. nitekim oyle de oldu, sabah o kadar isimiz olmasina ragmen ve tum gunumun yolda gecmesine ragmen sabah 5'te ancak susturabildim kendimi ve uyuduk...

gidislerin en cok koyan yaniydi son kez sarilmalar. gozyaslarina sahit olurdu otobus koltuklari ve muavinler. bu yuzden mi sevdi ki bu cocuk beni de, uyurken usudugumu gorunce klimalari acti acaba?

yol bitiyor... yollar bitiyor. ugurlaniyor sevgililer, sevgililer gidiyor. sonra bi baskasini aliyor otobus sevdigine goturmek uzere, bi baska hayata taniklik ediyor o koltuk...

1 Eylül 2009 Salı

"Ozlem" Olmak

bazen , sinifa ilk gelen yabancidir o ve sen kucak acarsin ona , yakin olursun , dost dersin belki zamanla , sonra o gider, en uzagina, en en en dusmanca tavirlarla dis biler sana.. seneler gecer, kural degismez ! yalnizca cumleler yogunlasir , cocukca kavgalar yerini , garip kiskancliklara birakir..

bazen , "deli" gibi begendigin birinin "deli"gibi asik oldugudur Ozlem... terkedendir ve de genellikle , hep beklenendir..

sana meyille sonuclanir her beklenti... fakat "Ozlem" vardir geride... ya gelirse? ya gelir de "sen" olursan yerinde ? olmamalidir, senelerce evvelinden ciksaydin karsima diye baslar cumleler.. bunun evveli mi vardir ki ? seneleri mi vardir ? ya simdi uygun gorduyse tanri zamani ? ve simdi en uygun zamansa aslinda karsilasmak icin ? ya kacarsa firsat ? ve bu kez adi "Ozlem" olmazsa ?

bazen , aldatilandir "Ozlem " . ruhu duymaz , belki bilir de , sorun cikarmaz. . uzaktadir cunku , duygularina yeniktir, inanclidir "Ozlem" , donecektir sevdigi , mutlu gunler ikisini bekliyordur cunku , mutlaka guven doludur gozleri .

bazen de , gelmeyendir "Ozlem" . binlerce kisinin oldugu bi konserde, sahneye adiyla davet edilir eski sevgili , "senle ben pergel gibiyiz " diye baslar siir , "Ozlem ne olur affet " diye devam eder duygu akmaya , ama gelmez o "Ozlem" . gelmeyisidir belki de onu degerli kilan... kim bilir...

"Ozlem" olmak nasil biseydir ? ozlenen olmak nasil? hep beklenen olmak icin ismin onemi mi vardir , yoksa tum bunlar beni mi buldu ?

dikkatimi celbetmesi icin cok da onemli degildi olaylarin farkliliklari belki de , ozneler ayniydi cunku...

bi isimden bu kadar nefret ettirilir bir insan : )

ee ,

ya benim hayatimdaki ozlemler?

biri bana soylesin , "Ozlem " nasi olunur ? isin sirri nedir, bu ismin kodu nasi cozulur ? ya da oyle bisey...

ozlemle...

Pinartje

28 Temmuz 2009 Salı

bulantici bi gece...

evimi , ordaki boslugumu , odami , izledigim filmleri ," acaba "larla beni kavuran dizilerimi ( lost misal :D ) ,kizlari , ( bilge'yi bile ) arkadaslarimi , dernegi , o garip tasli yolu . . orda cektigim uzuntuleri , gulucuklerimi... okulu , staji , Ikbal otel'in o igrenc kokulu soyunma odasini ( cok sukur cok ihtiyacim olmadi oraya , Es sag ol yavru :D ) yuzme derslerini , Mavi hastaneyi... cok ozluyorum !

neyse...

bunaltici bi gece, bunaltici internet... kimse yok , hic bisey yok bu gun nedense... yazasim da yok...

oyleyse susssssss........

19 Temmuz 2009 Pazar

arkasi yarin(tamami : ) )

Oysa ne guzel sifatlar vardir , belki de hic bilmedigim baska bir dilde , sana yazarken mektubun en basina ilistirebilecegim. . . ama kizma sakin , ben onu henuz kesfedemedim!

icimdeki seni nasil anlatsaydim sana bilemedim hic.an oldu , adini defalarca tekrarlayip ,en olmadik zamanda iki kelimeye sigdirmaya calistim hislerimi,once duymak istemedim sesimi , korktum, cekindim...sonra defalarca, bagirarak soylemek istedim,hic birini beceremedim...

kimbilir kimler cikacak karsina.baska baska kelimelerle suslenecek adinin her hanesi.kimler icin neler ifade edecek bi bakisin belki,ne anlamlar yuklenecek sozlerine,bendekilerden hic haberin olmayacak ki. .

satir satir islendin omrume.bir bakistasin kimi vakit, en sevdigin yemegi yerken istahimdasin,sevdigin sarkiyi dinlerken kulaklarimdasin,en iyi bildigin seyi soylerken dudaklarimdasin,yagmur yagsa iliklerimde..siirsin,ahenksin..renksin belki gordugum;ama dokunamadigim!

dostsun,saatlerce bikmadan konusulan konularda,en derin yarami sararken ellerini uzatirsin.
sirdassin,mahremimi acsam da gizli kalirsin derinlerde bi yerlerde,yutarsin!
asksin!inanc gibi ispatina gerek yok , ya varsin ya yok !

"askin hic bir sifata ve tamlamaya ihtiyaci yoktur.basli basina bi dunyadir ask.ya tam ortasindasindir, merkezinde;ya da disindasindir..hasretinde !"

hasretimsin!

bilirim uzagindasin bu cemberin.dokunamam sana sizlasa da ellerim.uzanirim sana yildiz toplamak icin gokyuzune,lakin ellerim bos donerim her gece yildiz avindan..kizarsin!

bilirim,yasagindasin ismimin bes harfinin.bu yuzden seslenmez,bu yuzden susarsin.
Yagmur olmami dilersin kimi,buz dagi olursun donar bakislarin,her damlam sana doner bilirim.Bilirim ama soylemem kendime, o bilmesin!
bir deli inancsin gonlume sahip.Sana doner mavi elbiseli hayalim.Dondukce acilir etekler,dondukce binbir renk sacilir etrafa.Pembeye donerim,sonra karanligima.Semahindayim sensizligin.Dondukce yalnizlik bulasir tenime.Dondukce sana doner yuzum!Yagmurdan sonra dogarsa gunes , sansim var demektir.Gokkusagi olurum,uzanirsin bana.Dokunsan 7 renge bulanir tenin,nolur dokunma !

bir deli yagmursun sen..her damlan icime isler.her damlanla yeserir baharim,her damlanla atesim soner.

SIKISTIGIN o aptal kutunun icinden kurtarirken sesini her aramalarda,kanatlandi yurek,cikti kapina geldi,bildin mi ?

icine seni koydum yalnizligimin . Istegin var mi dedim , opucuk istedin.

yurek dolusu opucukle dustum yoluna,affet ne olur.yureginde baska opucuklerin sakli oldugunu bilsem ;bunca sever miydim seni ?

26 Haziran 2009 Cuma

mavi

Arama diye
Gözlerine ilişti
Özgürlük rengi


( ilk haiku denemem ,beğenen parmak kaldırsın =))

23 Haziran 2009 Salı

iyi ki doğdun !


'yazıyorum,seviyorum yazmayı..kendimle böyle hesaplaşıyorum sanırım...'
' ee hesaplasmanı da yaz bi şekilde , paylaş insanlarla...'

böyle dialoglar geliştikçe ilgimi çektin blog...
sonra eski yazılarımı ekledim sana önce..öylesine denemek içindi belki de. çünkü ben kağıda kaleme dokunmazsam yazamam sanıyoordum..öyleydi nitekim,sen beni değiştirdin...
sonra sana komik şeyler ekledim.. renklerdirdim...esmerleştirdim.. canımı sıktılar sana bağırdım! sonra yine sevmeleri yazdım... tam 1 sene oldu =) iyi ki doğdun..yalnızlığımı pay ettik senle,en büyük pay benim sanıyordum ama kardeş payı yapmışız meğer..benden çok ağladığında duydum bunun acısı... blog lan.. eyvallah...
vee bendeki son durumlar :
staj:hala devam
ürgüp:
home sweet home
annem:deli özledim
çamaşır:yıkanacak beni bekliyor
sınavlar:bitseydi bi
bu aralar: rüzgar-zifiri
manga:albümü sevdim la
esra:sesi geliyor
bilge:çok sarhoş oldu :)
ev:odamı toplamalıyım
yazı:yazmak istiyorum çok
mp3:müzik atcam unutturmayın
doom günüm:bombok geçti yeniden olsun aşk:sygdyrsyn
sevgili:hala yok ! =)
zephyr:gidemiyoooom :(
tatil:yoh saa tatil matil
iş:bulamayacağım :( okul : yeniden başlamak ister yürek blog:iyi ki doğdun ! pınar:seviyorum seni ! yine::blogcan saa pasta yapcam =)
öpücük =) nice yıllara ,
Pınar
beni yalnız bırakmadığınız için teşekkürederim
Blog ( : ) )

20 Haziran 2009 Cumartesi

n e f r e t

Çok zaman kaybettim biliyorum , o arkası yarın yazısının üzerinden epeyce zaman geçti ama yarın hiç olmadı ve arkası hiç gelmedi ama şöyle özetleyeyim.. o bi mektup ve şu anda sahibinin ellerinde.. ya da bi çekmecede..ya da muhtemelen kimse bulmasın ,okumasın diye bi kutunun içinde odanın en hücra köşesinde bi yerde benim izlerimi buharlaştırıyor .. belki kalmamıştır bile değeri... olsun arkası var ! en azından bunu bilin =)

bana gelince... içim dışım nefret ulan ! böyle garip bişey bu.. hani küfür dolu,sessiz ama bi o kadar da hırçın ! bombok bişey boşverin şimdi...

aklımın tamamına sahip bi çok şey var ve ben paramparçayım... bi uyanıyorum elimde telefon,mesaj yazmışım birine ama yollamamışım.. garip şeyler =) uyandığımda hatırlamadığım bir sürü şey... uyurgezerlik hat safha.. sormayın , okumayın burayı.. es geçin ! kızmam ! valla ...

sevdiğim insanları uğurlamaya başladım birer birer.. oysa gidişleri böyle düşlememiştim.. giden ben olcaktım , el sallayan onlar... oysa tam tersi oldu , dengelerim alt üst ! ağladım çok , çok ağladım giderlerken de elden gelen bişey olmadı ! gidemiyorum !!!!!!!!!!

gitmeler fena germekte hayatın damarlarını ,kaslarını..

gitmeler koymuyor da , ne giden aynı kalıyor gittiği gün ki gibi... ne kalan bastırabiliyor hüznün üstünü.. bu da boktan bi durum... bunu da düşünmeden geçebilirsiniz... bi de ben geçebilsem DÜŞÜNMEDEN !

ben dedim de ... içim dışım nefret dolu ! susmalara dayanamıyorum hiç bir zaman. oysa hep dedim ki ben kendime ' SUS PINAR ' ... bi ben beceremedim sonuna ünlem koyup kesip atmayı . . bana müstehak ! valla !

sikko durumlara karşı söyleyebileceğim bir şeyler hep oldu çok şükür..

korkmayın böyle söylediğime iyiyim ben... iyiyim de , içimdeki nefreti silemiyorum bir türlü... bana yakışmaz biliyorum,yakışmadı da !

nefret ettiğim insan yavrularını(!) bir bir yazacağım bir gün burdan... listede ismi olanlar bir adım öne çıksın sonra tamam mı ? tekmil verip siktir olup gidecek !

yine kalan ben olacağım ama olsun.. iyi kalmalar diyorum ben buna =) onlar gitsin..hep gitsinler...

ayh yeter bi sygdyr git yaaah !

12 Haziran 2009 Cuma

arkası yarın !

Oysa ne guzel sifatlar vardir , belki de hic bilmedigim baska bir dilde , sana yazarken mektubun en basina ilistirebilecegim. . . ama kizma sakin , ben onu henuz kesfedemedim!

icimdeki seni nasil anlatsaydim sana bilemedim hic.an oldu , adini defalarca tekrarlayip ,en olmadik zamanda iki kelimeye sigdirmaya calistim hislerimi,once duymak istemedim sesimi , korktum, cekindim...sonra defalarca, bagirarak soylemek istedim,hic birini beceremedim...

kimbilir kimler cikacak karsina.baska baska kelimelerle suslenecek adinin her hanesi.kimler icin neler ifade edecek bi bakisin belki,ne anlamlar yuklenecek sozlerine,bendekilerden hic haberin olmayacak ki. .

satir satir islendin omrume.bir bakistasin kimi vakit, en sevdigin yemehi yerken istahimdasin,sevdigin sarkiyi dinlerken kulaklarimdasin,en iyi bildigin seyi soylerken dudaklarimdasin,yagmur yagsa iliklerimde..siirsin,ahenksin..renksin belki gordugum;ama dokunamadigim!

dostsun,saatlerce bikmadan konusulan konularda,en derin yarami sararken ellerini uzatirsin.
sirdassin,mahremimi acsam da gizli kalirsin derinlerde bi yerlerde,yutarsin!
asksin!inanc gibi ispatina gerek yok , ya varsin ya yok !

"askin hic bir sifata ve tamlamaya ihtiyaci yoktur.basli basina bi dunyadir ask.ya tam ortasindasindir, merkezinde;ya da disindasindir..hasretinde !"

hasretimsin!

bilirim uzagindasin bu cemberin.dokunamam sana sizlasa da ellerim.uzanirim sana yildiz toplamak icin gokyuzune,lakin ellerim bos donerim her gece yildiz avindan..kizarsin!
bilirim,yasagindasin ismimin bes harfinin.bu yuzden seslenmez,bu yuzden susarsin.
..................................................
(devam edecek )

7 Haziran 2009 Pazar

hani olur ya bazen,taşar için de çağlar durursun bi yerlerde..öyleyim sanırım.

onlarca sınav..onca telaş,onca kavga ve savaşın arasında sıkışıp kaldığım köşemde bi yumruk da ben sallıyorum hayata , ne garip.

şarkılar söylemek istiyorum bağıra bağıra =) çevremdeki insanların akıl sağlıklarını hiçe saymak olur bu belki ama olsun...ihtiyacım var yahu !

bi çok eksikliğe rağmen korkmuyorum hiç bişeyden... hadi bana şans dileyin...gücümün son damlasındayım şimdilerde...

4 Haziran 2009 Perşembe

nefret et kendimden

hatırlıyor musun ? bana da yaz demiştin .. senin için bu yazı sıkı dur...

tanımak istemeyeceğin ve asla gitmek istemeyeceğin yerlerden birinde bi insan yavrusuydum ben...

önce ne kadar ısrar etsem de yavaşça sızdın yeryüzüme... engel olamadım ve tüm suç benim bunda !

yoksun ! olmadın belki de , olmamalılardandın...

sana birikmiş sevgiler yoktu dudaklarımda. yazılarımda yerin yoktu sen nerden çıktın?

ellerin de sıcak değildi benim ellerimi tutarken... hiç canın yandı mı tenin tenime değdiğinde ? benim taa yüreğim acıdı , bilmedin !

bilmedin tüm derdim sevdaydı benim...

masal gibi bi aşkın kucağında bulmayı istedim kendimi sabah uyandığımda... yokluğun resmini çizdirdin bana oysa. kocaman boşluklarla...

benden uzak dur nolur .

çık aklımdan,yüreğimden çık !

ben seni sevmek istemiyordum ! ! ! :(

26 Mayıs 2009 Salı

21 Mayıs 2009 Perşembe

soru sorma salak !

her gün bi kaç kişi giriyor bloğa , neden ? yokum diye mi ? olsam girip baakar mıydınız,yoksa yokum ya,yeni şeylerin olmaması hoşunuza mı gider? mezun oldum,sınavlarım var... bi aşkım yok henüz,olmasını da istemiyorum tamam !

özlediklerim var,kıskandıklarım var..ama neden bilmiyorum...

seni de özlüyorum evet..neden aradığımı sordun ya o kavgadan sonra...özledim de ondan anlıyor musun ? özlüyorum !

bitmesin anne ! nolur bitmesin,hazır değilim henüz hiç bir şeye ben...

gücüm yok gibi... sanki hiç büyümemişim gibi...


al ,içimdeki karışıklığa bak ve soru sorma salak !

cevapları ben de bulamadım bu dağınıklığın içinde...........................

4 Mayıs 2009 Pazartesi

teyze olmaca : )

nasil da kocaman gulucukler yayildi yuzume bilsen Azra Pinar ,gozlerini hayata actigini duydugumda . .

annenin rahminde SIKISTIGIN vakitler , hasretle gelmeni beklerken , nasil da cabuk gecti gunler oysa degil mi ?

ne getirdin bize cennetten; ufacik gulumseyisler , uykusuz geceler =) ve bi omur boyu yetecek kadar cok sevgiden baska neler getirdin ? neler gordun oralarda hepsini anlat teyzene olur mu ?

uzaksin simdi , cok uzaksin be bebek. oysa bilir misin , seni cok ozleyen , cok seven bi teyzen var buralarda...

kimsecikler uzmesin seni guzel kelebek , kimsecikler kiramasin kalbini ! adinla yasa, annenle babanla . .

bu geldigin hayat , senin yeryuzundeki hayata hic benzemiyor , sakin sasirma e mi ? isyan ettirecek seni bu hayat , yolda kaldigini sanacaksin , her tokezlediginde elini tutacak birilerini arayacaksin ama sakin yapma ! kendin kalk ! ve korkutmasin seni karanliklar , uzerine yuru...

dag gibi ol , ulasilmaz ol , icten ol , bizle ol...hep ! tamam mi teyzecim ?

ve tadini cikar bebekligin..bolca naz yap , biktir annenle babani : ) hep pesinden kostur , dondurma diye tuttur , cikolata diye tuttur. aralarinda uyumak icin israr et : )oyuncaklarinla yarattigin dunyani terkeder cok uzulme , oyuncak olma yeni geldigin hayatta... hepsinin tadini cikar , cunku buyudukce buyuyor hayat..buyudukce daraliyor icin... buyudukce tum bunlari yapman icin sans verilmiyor sana. tadini cikar bebegim her seyin...

hosgeldin dunyamiza...

seni cok seviyorum : )

hamis: Canim Rabiam ve canim Volkan , Allah bagislasin : )

hamis 2: Adimi tasidigi icin dunyanin en mutlu insaniyim su vakit : )

hamis 3: Tanrim cok sukur !

29 Nisan 2009 Çarşamba

arkası yarın !

Oysa ne guzel sifatlar vardir , belki de hic bilmedigim baska bir dilde , sana yazarken mektubun en basina ilistirebilecegim. . . ama kizma sakin , ben onu henuz kesfedemedim!

icimdeki seni nasil anlatsaydim sana bilemedim hic.an oldu , adini defalarca tekrarlayip ,en olmadik zamanda iki kelimeye sigdirmaya calistim hislerimi,once duymak istemedim sesimi , korktum, cekindim...sonra defalarca, bagirarak soylemek istedim,hic birini beceremedim...

kimbilir kimler cikacak karsina.baska baska kelimelerle suslenecek adinin her hanesi.kimler icin neler ifade edecek bi bakisin belki,ne anlamlar yuklenecek sozlerine,bendekilerden hic haberin olmayacak ki. .

satir satir islendin omrume.bir bakistasin kimi vakit, en sevdigin yemehi yerken istahimdasin,sevdigin sarkiyi dinlerken kulaklarimdasin,en iyi bildigin seyi soylerken dudaklarimdasin,yagmur yagsa iliklerimde..siirsin,ahenksin..renksin belki gordugum;ama dokunamadigim!

dostsun,saatlerce bikmadan konusulan konularda,en derin yarami sararken ellerini uzatirsin.
sirdassin,mahremimi acsam da gizli kalirsin derinlerde bi yerlerde,yutarsin!
asksin!inanc gibi ispatina gerek yok , ya varsin ya yok !

"askin hic bir sifata ve tamlamaya ihtiyaci yoktur.basli basina bi dunyadir ask.ya tam ortasindasindir, merkezinde;ya da disindasindir..hasretinde !"

hasretimsin!

bilirim uzagindasin bu cemberin.dokunamam sana sizlasa da ellerim.uzanirim sana yildiz toplamak icin gokyuzune,lakin ellerim bos donerim her gece yildiz avindan..kizarsin!
bilirim,yasagindasin ismimin bes harfinin.bu yuzden seslenmez,bu yuzden susarsin.

....

25 Nisan 2009 Cumartesi

Öyle birini bulun ki;


Size içten bir şekilde güzel olduğunuzu söyleyen;
Suratına kapadığınızda sizi geri arayan;
Sizin uykuya dalmanızı seyretmek için uyumayan;
Sizi alnınızdan öpen;
Size en zor anlarınızda bulutların üstüne çıkarmak isteyen;
Arkadaşlarının önünde elinizi tutan...

Öyle birini bekleyin ki;

Size durmadan size sahip olduğu için kendini şanslı saydığını veya ne kadar önemsediğini hatırlatan;
Arkadaşlarına dönüp 'aradığım o...' diyen...
Tenini besleyip gelistirmeye bakma,cünkü o sonunda topraga verilecek bir kurbandir.Sen gönlünü beslemeye bak! Yücelere gidecek,sereflenecek odur.
MEVLANA

19 Nisan 2009 Pazar

bitmesinnn !

garip bi boşluğu yaşamak da ne zormuş, ne hızlı...

yarın yoğun bi tempoya gözlerimi açtığımda , uykuyu özleyeceğim biliyorum ; ama olsun... gideceğim için şimdiden ruhum daralıyor ve hiç durmadan içime çekmek istiyorum her şeyi...

Kurtuluş savaşının başladığı toprakları arşınlarken , 'acaba atalarımın ayak izlerine mi bastım ' diye kendimi yakaladığım vakitler bi kez daha onur duyuyorum burda olmaktan...

sonra arkadaşlarım...
hani sıkıldığımda 'yaaa yürüyün gidiyoruz ' deyip attığımızda kendimizi sokağa,saat kaç olursa olsun,yaşadığım o anlar geçmesin mümkünse şu son bi-iki ay...

'oluuum , cok özledimm ' diye sarıldığımda ya da bizimkilerden ( buraya dikkat..herkesin hayatında bizimkiler dediği birileri mutlaka vardır ve bu 'bizimkiler' has arkadaştır..candır,ciğerdir) birine 'çok seviyom seni ' dediğimde kalalım öylece... yüzyıllar geçsin ve içimizdeki sevgi hiç azalmasın birbirimize...

staj dönüşlerinde 'la ne yemek yapcaz şimdi ' diye hayıflana hayıflana eve gideyim hep ama 'evim' olsun yine...

yüzme derslerinde tüm gün çalışıp hocanın istediği gibi kulaç atamayıp , hocanın sabır taşını kırıp da bağırınca hoca , gayet de güzel kulaçlar atayım he olmaz mı ?

odam darmadağınık olsun yine hep... ama aradığım herşey elimin altında ! makinem ne zaman lazım olsa pili bitmiş olsun ve benim aslında geceden aklıma gelmiştir nasılsa , ben üşenmişimdir diye sövsün bana ben ! sövsün napiim yau ! =)

kocaman ayıcığımın- ki adı şişgo onun - kucağına oturup ders çalışayım yine...

bigbabıl kokum sarsın tüm koridoru da Es bağırsın arkamdan , çekil git yoksa çiğneyesim geliyo seniii diye...

ama olsunlar evde...

sesleri yankılansın...

kalk hadi davşanım kahvaltı hazır diye seslensin kapımdan biri ... ama o da evde olsun !

hepsi olsun..herşey olsun.. Afyon bile olsun , o kadar !

bitmesin ! =(

14 Nisan 2009 Salı

...yorum sizin...

http://www.imza.ulusalbakis.com

** ATATÜRK YARGILANIYOR!.. ***

Yargılanan Türkiye Cumhuriyeti, devrimlerimiz…
- Yargılanan bağımsızlığımız, özgürlüğümüz…
- Lozan yargılanıyor, emperyalizme karşı kazandığımız savaş yargılanıyor…
- Halkımız, ulusumuz yargılanıyor sömürgeciler tarafından…
- Kimliğimiz, değerlerimiz ve varlığımız yargılanıyor…
- Kurtuluşumuz ve onun önderi Mustafa Kemal Atatürk yargılanıyor sömürgeciler ve onların maşaları tarafından…
En büyük suçlu Atatürk; çürümüş, emperyalizmin arka bahçesi ve oyuncağı olmuş, fiilen işgal edilmiş Osmanlı’dan, bağımsız bir ulus ve Cumhuriyet yaratmış, Avrupalı müstevlilere karşı.


Ezilen ve sömürülen dünyada bağımsızlığın simgesi olmuş bir Türkiye; hem de dünyanın en sorunlu bölgesinde. Hindistan’ın İngiltere’ye başkaldırmasında, Afrika ülkelerinin Avrupa’ya karşı savaşında; dün Castro’nun, bugün Chavez’in Amerika’ya meydan okuyan duruşunda örnek olmuş Mustafa Kemal Atatürk.


Sömürgeciler onu hiç sevmediler ve sevmiyorlar. Bundan dolayı Atatürk’ü yargılıyorlar, yermek istiyorlar. Yeniden o kaosa, Sevr’i kabul ettirdikleri Osmanlı’ya dönmek istiyorlar.


- Çağdaş değerler, çağdaş hukuk düzeni ve toplumsal haklar yerine siyasal İslamın egemen olduğu bir cemaat düzensizliği istiyorlar bu coğrafyada.


- Cemaatin başına bir kukla yerleştirip, onu yönetmek niyetindeler…
Obama’nın hafızası…
- Obama Afrikalı dedelerini hatırlıyor mu?
- Amerika’nın pamuk tarlalarına taşınamayan Afrikalıların bugün sömürgeciler tarafından ne hale getirildiklerini, “Sudan’a yeni askeri operasyonlar planlarken” hiç mi hatırlamıyor?
- Amerika’nın Irak, Lübnan ve Afganistan’ı kan gölüne çevirdiğini göremiyor mu?
Görememiş ki Türkiye’ye ve Irak’a gelişinde, “izlenen politikanın devamını” istiyor.


Afganistan’da kendisi için “savaşacak Türk askeri” istiyor.

Amerika yenilmiş, “gel benim yerime sen savaş” diyor, kendi emperyalizmine alet ediyor…
Amerika için Kore’ye, Somali’ye, Yugoslavya’ya, Afganistan’a, Lübnan’a asker gönderdik.

Dün Kurtuluş Savaşı’nda Batı’nın bize yaptıklarını bugün sömürgeciler tekrarlarken, neden onlara yardım ediyoruz? Bindiğimiz dalı neden kesiyoruz?
Dün İngilizin Çanakkale’ye getirdiği Afrikalı ve Asyalıların durumuna düşmedik mi? Türk halkı bizim, “Amerikalıların Gurka’ları olmamızı istemiyor”. İngilizlerin getirdiği Gurka’ları 1915’te Çanakkale’de gördük, 1974’te Kıbrıs’ta gördük. Şimdi bizi “Gurkalaştırmak” istiyorlar.


Obama’nın Anıtkabir’i ziyareti ve yazdığı sözcükler yalnızca, Batı’nın Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü yargılamakta oluşunu gizlemekten başka hiçbir anlam taşımaz. Bugün yaşamakta olduğumuz inanılmaz olayların arkasında kimlerin olduğu artık apaçık biliniyor.

Televizyonları açın, gazetelere bakın, görürsünüz…
- Afganistan’da, Lübnan’da, Irak’ta, Gürcistan’da yeni Gurka’lara ihtiyaçları var. Soros söylemedi mi?Emperyalistlere göre “Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü bizim insanımız, askerimizmiş”!..
- Soros bir simge, Batı penceresinden Türkiye’nin görünümü; Türkiye’nin ayakta kalması ve onlar tarafından yıkılmaması için insanını, askerini emperyalizmin çıkarları için kullandırması gerekiyormuş. En iyi Türk yöneticimiz onların Cola şirketinin başına getirilecek; en iyi doktorlarımız onların sağlık kurumlarında görev alacak; en iyi askerlerimiz onların Asya’daki, Afrika’daki ve Ortadoğu’daki çıkarlarını koruyacak.


- Batı Türkiye’yi ancak bu koşulla kabullenir, bu koşulla yanında tutar, diyorlar.


Obama geldi, bir öpücük kondurdu. Bush gibi “sırtımıza vurmadı”.


Ermenistan’da, Kürdistan’da, Afganistan’da sizden hizmet bekliyoruz dedi. Mustafa Kemal bütün bu taleplere hayır dediği için sevilmedi, sevilmiyor.


Emperyalizm Mustafa Kemal’i, Cumhuriyet’i, bağımsızlığımızı, kurtuluşumuzu yargılıyor. Türkiye’de toplumsal hakların geliştirildiği gerçek ve katılımcı bir demokrasi istenmiyor. Sevr’i ve Osmanlı’yı işbirlikçileriyle birlikte, geri getirmek istiyorlar.


Reagan, baba Bush, Clinton, oğul Bush ve Obama Türkiye’ye bu gözle bakıyorlar. Amerika’daki ve Türkiye’deki danışmanları iyi hizmet vermişler.


Ama, güneş balçıkla sıvanmaz ki; siyah Obama bile karartamaz, ortada apaçık duran gerçekleri…
Erol MANİSALI

10 Nisan 2009 Cuma

sınav olmaca

yangın yeriydi ciğerim...

sabah 9 da başlayacak sınavıma 8:33 te gittim ben . bütün gün aynı konuları çalıştım tek tek , anlattım bildiğimi arkadaşlarıma... yanlış bildiklerimi düzelttim..tek tek masaj yaptım , uygulayıp öğrenmek için...

elde var sıfır...

hocanın karşısına geçip , 'merhaba' bile duymadan , sorulara geçip , 6 maddeden 5 ini tek solukta sayıp , sonuncusunu hatırlayamadığımda karşılaştığım tepkiden midir... ortamın buzz oluşundan mı ? derslerde bi kere bile uygulama yapmayıp , bizden yaşça büyük ablaların yaptığı masajı izleyip , bildiklerimi hayal gücümle yoğurup da anlamaya çalıştığımdan mıdır nedir... defalarca anlattığım 'tensor fasia lata' masajını yapmaya başladığımda ' yaptığın herşey not olarak geri dönecek deyip ' tehditlerle sıkıştığımdan mıdır nedir...

aldım eksi puan oturdum ! budur !

yoruldum !

eşşek gibi çalıştım stajlarda... annemmiş , kız kardeşimmiş gibi ilgilendim bayan hastalarımla , babammış , kardeşimmiş gibi ilgilendim erkek hastalarımla... hepsi çok sevdi beni , hepsi takdir etti , bi gün gelmediğimde beni aradı sordu bi çoğu...başka ünitede olsam da 'Pınar gelsin ' diye çağırıldım kimi zaman...

hani karşılığı ?

oturup duranlarla,hastalara kötü davrananlarla,hala t.e.n.s. makinesini , ultrasound'u ayrlamayı bilmeyenlerle ... , aynı kefede nasıl olur da ölçülürüm ?

nasıl bi bütünün parçasıyız biz ? neden koyun gibi yetiştiriliyoruz ? soru sorduğumda arkanı dönüp giden sendin hocam ! benden neyi istersin şimdi ?

ben bi gün anneni , kızını , bi yakınını iyileştirmeye çabalar mıyım sence ?

evet kesinlikle...

o zaman bana öğret ne olur ! ezberletme !

kaç alırım sizce ? bence 90 lık kağıdıma 70 verip beni kıl payı geçiren bi hoca , bundan 30 bile vermez !

en ot öğrencisi benim çünkü...

yazı burda bitttt !

7 Nisan 2009 Salı

ne olurdu sevseydin beni ?

ne olurdu sevseydin beni ?

istediğin tüm dünyamsa eğer , 'al burdayım' dedim sana ! yetmedi mi ?

kimse kimsenin derdini tasasını silip süpürmek için girmiyor hayatına , oysa sevinmeliydin ' bak burdayım , hadi anlat bana , sonra birlikte yaşayalım acın varsa ' diye ellerine uzandığımda... hoşgeldin olmalıydı bunun cevabı ;'anlatamam Pınar anlatamam' değil...

ne olurdu sevseydin beni ?

yüreğimin naralar attığı dönemlerde alttan alsaydın azıcık ne olurdu ? ne olurdu her telefon kapatışlarımda sana defalarca kez söylediğim şeyi bi kez olsun ben söylemeden söyleseydin ?

of...

28 Mart 2009 Cumartesi

yazmak aslini


ne yazacagimi neyi yazacagimi bilmiyorum isin asli , oylesine bu yazi , pek de derinlik aramamak gerek bazen, ne zaman derin yazabildim ki degil mi ?

beden odasinda hapsolmus ruhum daraldi durdu icerlerde... ne yana donsem kanadim , ne yana kossam , oldugum yerden bi adim otede bile bulamadim kendimi...

ne zaman gitsen benden , usudum !

ne zaman aska dussem , iyi kalpli kederim tuttu cikardi beni dustugum karanlik odalardan . .

sen ne zaman gelsen , kayboldum !

yazmayi unuttugumda kapimda buldugum mektuplar cevapsiz kaldi , kizdin ! okumaya calistigim her kitabin hikayesinde buldum kendimi . gulumseyen yazilardan olmayacakti bu da belki , olmadi da kime ne ?

ne zaman gulsen , agladi icim . .

gelecegin zamani beklerken siirler okudum Tanri'ya...

bunu begendi :

kar kesti yolu
sen yoktun
oturdum karsina diz ustu
seyrettim yuzunu
gozlerim kapali.

gemiler gecmiyor , ucaklar ucmuyor,
sen yoktun !
karsinda duvara dayanmistim.
konustum konustum konustum
agzimi acmadim.

sen yoktun,
ellerimle dokundum sana
ellerim yuzumdeydi...


Nazim Hikmet RAN

20 Mart 2009 Cuma

...

Birini birine götüren bu tren,
Birini birine getiren bu tren,
Birinden birini almış ayırmıştır,
Çekip koparmıştır birini birinden.

Ben hangisi oldum, ilkin trene sordum,
Sana, ona ve bir de kendime sordum.
Gündüzün gecede okunduğu anda
Ben kimse gelmesin diye bekliyordum.

özdemir asaf ( tabii ki )

10 Mart 2009 Salı

mesene

= )

la iyi bişiysin sen valla.. annem anneannem ve ben konuşuyoruz şimdi senin aracılığınla...

herkes iyiymiş..

ala...

4 Mart 2009 Çarşamba

kader

kader beyaz kağıda sütle yazılmış bir yazı . .
elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı..

NFK

22 Şubat 2009 Pazar

beklemek !

Ölünceye kadar beni bekleyecekmiş,
Sersem.
Ben seni beklerken ölmem ki..
Beklersem.
Özdemir ASAF ( iyi ki doğmuşsun )

14 Şubat 2009 Cumartesi

Aziz Valentine 'ye saygilarla

aslini merak eden oldu mu ?buyursun ;

askin dogum gunu sayanlara ,

Eski Roma'da, Roma halkı için önemli bir gündü. Yaşantıları kurallar ile sınırlandırılmış halk ancak bu dönemde bir partner bulabiliyordu. Genç kızların isimlerini yazdıkları kağıtlar bir kavanozda toplanıyor erkeklerde bu kavanozdan isimleri çekip o kızla birlikte oluyordu. Tabii içlerinden bazıları aşka meşke doyamayıp sonunda evleniyordu. Bu 'mutlu son'lar zamanın imparatoru II.Claudius'u pek bir sinirlendiriyor, ordusunda savaşacak, sevgilisinin koynundan ayrılıp gelebilecek Romalı erkek bulamıyordu.

İmparator sonunda 'sevişme savaş' dedi ve tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Ama aşkın iksiri bu yasağı Aziz Valentine adlı papazın da yardımı ile deldi geçti. Aziz Valentine gizli gizli sevenleri evlendirmeye devam etti. Bunu duyan hükümdar papazı tutuklatıp öldürttü.. İşte tarih o gun 14 Şubat'i gösteriyordu..

ay ben inatla yineliyorum :

11 Şubat 2009 Çarşamba


yuregimin zindanlarinda karanliga kufrederken , aslinda lambalarimi patlatip , mumlari benden kaciran senmissin . .

3 Şubat 2009 Salı

kiz kardesim...




seni anlatabilmek . .

yok kizim dedin , olmaz dedin , bilirim yuregindeki yerimi dedin ; ama olmadi gercekten , yurecigimdeki yerini anlatamadim kelimelerle..basit kacti kurdugum cumleler...gorunen dostluklar basit kacti , ornek veremedim...

sarkilar soyleyeyim dedim , onu da beceremedim.. en beceriksiziniz benim yine gordun mu bak =)

sen yanimdayken yolunda gibiydi hersey,beni kizdirirdin,benimle dalga gecerdin, birlikte hayatla dalga gecerdik ve herseyle , sen yanimdayken hersey yolundaydi sanirim... sonra sen gittin uzaklara,ben gittim uzaklara.. asik oldugumda ilk senin haberin oldu yine,ilk sen tanidin sevdigim insani.cigerim yandiginda ilk sen sondurdun binlerce yildizla... hep dedik ki "bir kelebegi incitmeden bir yildiza dokunamazsin " sonra binlerce kelebek katlettik ama simdi bi gokyuzune sahibiz...

sen yokken cok canimi yaktilar benim , bilirsin... sen yokken hep incittiler beni de takmadim , susturdum yuregimin cigliklarini...tikayip kulaklarimi iki elimde , bagira bagira sarki soyledim , icimden gelmese de , Hatcem sen yokken ittiler beni , sirtimdan vurdular, kactilar, kovaladilar...

sen varken herseyim tam !

Tanrim ! sana sukurler , bi kiz kardesim var benim , sahip oldugum en guzel insan , en guzel dost...beni karsilik beklemeden sevdigine inandigim yegane insan .

seni cok seviyorum it !

opucuklu xD

2 Şubat 2009 Pazartesi

Bir SENİ taşıyamadım içimde "yıldız gözlüm"
Hasretinden yüreğimin parçalandığını zannettiğim günlerde
Bir SENİ çıkarıp içimden,
ağlayamadım şöyle bağıra bağıra...
Bir SENİN yükünü taşıyamadım omuzlarımda ayyüzlüm
Bu sevda ağır gelmeye başladığında
Bir SANA açamadım içimi,
bir SANA haykıramadımSENİ nasıl sevdiğimi...
Bir SENİ taşıyamadım içimde, bir de hasretini...
Bir SANA gösteremedim yüreğimdeki SENİ...
Kristal bir sevda bu bendeki
Versem yüreğimi avuçlarına, tutmayı bilmezsin kırılır diye korktum!
Bir SANA öğretemedim gözlerime bakmayı!
Bir tek SENİ çerçeveleyip asamadım duvarıma,
tutup ellerinden çekemedim yanıma...
"Sev" diyemedim beni...
Biliyorum demirden leblebidir sevmek...
Ve şimdi çok geç!
Ayaz bir gecede, bir kbrit alevi umutlarım,
Söndü,
sönecek...

sessiz yazi

Geldim…
Büyük cesaret isterdi sana gelmeler aslinda.Kapayip da gözlerimi bir attim adimimi yurdumdan disari,yüregine düstüm Hollanda!
Mutlaka önceleri oldugun gibiydin sen.Oysa ben alisik degildim bu yabanciligina.Kendine has bir kokun vardi senin,bitip tükenmek bilmeyen bir kosusturman;ve suskun bir gürültün vardi.Bir de “ben”vardim simdi icinde.Adim adim ögrendim seni;dilini,yasantini,yolunu…Cok sey ögrettin bana .Annem sana cok uzaktaydi;özlemeyi ögrendim,özlenmeyi.Omuzlarinda aglayacagim bir ailem yoktu,haksizliklar karsisinda;sabretmeyi ögrendim!
Geldim…
Bambaska bir ülkenin sabahinda actim gözlerimi.Kendi özlem dolu yikintilarim arasinda yürüdüm,icim disim toz duman.Bambaska bir dilde anlatmaya calistim hasretimi sana.Kimi zaman gülen bir yüzdün,kimi zaman dönen bir sirt bana…
Geldim…
Bambaska yüzler gördüm,bambaska hayatlar!Her yüz bambaska bir hikayeydi ömrüme giren.Ve duydugum her hikaye bir baska dünyayi araladi gözlerimde…Renkler bile degisti inan.Gülümsemeler daha bir korkuyluydu, ya da daha bir sahte !
Kayboldugumu düsünürken,aslinda biriktigimi gördüm,yeniden sicramak icin hayata…
Sana geldim Hollanda…
Bir valiz dolusu umutla.Kendi “pinarlarimda”kendimi bogdum bazi.Zor geldi gecelerinin karanligi.Kosusturmasi bitince günün ,koyunca basimi yastiga,annemi getirdin hep aklima,ailemi!Aglattin beni Hollanda.Her damla gözyasimla bir kelebek yaralandi o hic gitmedigim uzaklarda.”Vurmayin”dedim “kelebeklerimi!”!Duyan olmadi…
Yil 2020…
Gittim…
Kavustum sana!Sende sira simdi.Annemin kokusunu özlettin bana yillar boyu.Baba evinin sicakligini. Söyle nolur!Hala duruyor mu ayakizlerim o hep olduguma alismis yollarinda?Kimler basiyor bensizligin üzerine?Söyle!Simdi kimler agliyor annesinin özlemine?
Bir parca sekere üsüsen karincalar gibi telasliydi isinden evine dönen insanlar.Duydum ki durulmus kosusturman.Günesin daha bir sicak gülümser olmus!Ellerin buz gibi degilmis artik Hollanda!Trafik sorununu cözmüssün diyorlar.O kalabalik is dönüsü saatleri yollarda gecmiyormus insanlarin zamani artik.Gülümser olmus yüzler.Bambaska olmamissin da öyle,baskalasmissin kendi icinde.Yagmurun daha sicak yagar olmus,gökyüzün piril piril…
Ben gitmeden umudumu salmistim gökyüzüne kelebeklerimin kanatlarinda.Onlara iyi bak sen Hollanda.Yetisir…
Simdi “sen nasilsin?” diye sakin sorma!Bende hayat gülkirmizi Hollanda !Söyle hangi renginden bahsedeyim sana yeryüzümün?


hamis : yazim zaman gazetesi "2020 yilinda Hollanda'yi nasil dusluyorsunuz" konulu kompozisyon yarismasinda juri ozel odulune layik gorulmus olup , "Avrupadaki Turkler,Turkiye'deki Avrupalilar " adli kitabi kazanmama sebep olmustur .

hamis 2: bu yarismada birincilige layik gorulen bi eser olmamistir..sadece ikincisi ve ucuncusu vardir.
hamis 3 : cok sukur !

bol sans !


icimde cirpinip duran yurecigim simdilerde bi baska telasli... ozelestiriler haddini asti , oyle ya herkes mi egri de bi ben dogruyum ? siz soyleyin...

erasmus icin gidip ogrenci isleri sekreteri ile gorusup , gitmeyeyim , ugrasmayayim diye elinden geleni yapan , once not ortalamasini one suren , yuksek oldugunu duydugu vakit dil lazim diyen , dil bildigimi de duyunca ee git oku panoda diye onume tas koyan Kadir bey hakli aslinda... neme lazim boyle ogrenci, koyun lazim bizim memlekete...koyun !

gece yarisi aradigimizda adimi soyleyip derdimi anlattigim 112'ye bakan iq yoksunu da hakli aslinda..belki bi doktor vardir adimi tasiyan..o sanmistir , eger o isem ambulans daha cabuk gelir , degilsem sygdyrsyn bu Pinar zaten ! sygdyrsyn !

esek gibi ,babamin is yeriymis gibi disimle tirnagimla calistigim , staj gordugum yerdeki herkes de hakli bence , bedava elemanim ben , isim de iyi , kimin umrunda sinavlarim , yetismem gereken dersler , calismam gereken yer ! he kimin umrunda ? istedigin kadar guzel gecsin sinavin , staja gidemedigin icin kirilan puanlar bana mustehak ! notlarima yansir staj yaptigim yere gidememem , bir eleman eksikle islerini sekteye ugratmam...hastalar kimin umrunda ? kimin ?

kucukken kurdugum hayallerin buyumus hali mi ki bu ? beni itekleyen hocalarim olmasini isterken , ben itekliyorum onlari , bana bir sey ogretin kurban olayim ...

bunaldim ! degistirmeye calisirken mevcut duzensizligi , yuregimin derinliklerinde kaybedecegimden korkarim derinliklerimi...

bol sans Turk Gencligi...
hamis : vinyet - namlu

24 Ocak 2009 Cumartesi

nefret !

nasıl da eridi yüreğim bileniz...nasıl da ağlattı dost dediğim beni sokak ortasında... nasıl da çaresiz bıraktı...

siktir et dedi annem , siktirettim ben de onu dünyamdan... koskocaman bi ayıcık oldu kapımda Halil'in kucağında sonra tüm kederim ... ona sarıldığımda dağıldı gönlümün dumanı , ama yine ağladım...

hiç bir şeyi oldun ömrümün duydun mu ?

önceden neysen o oldun yani..yoksun artık ! bi kusmaca bu yazı şimdi belki... sana olan tüm nefretimi anlatan bi yazı yazacağımın müjdecisi...

sağlam dur !

11 Ocak 2009 Pazar

kuma meselesi

parmaklarından döküldü meleğimin mutluluğu.. sonra sezdim ben , bi ışık vardı cümlelerde, bi sevgi parıltısı.. ben anlarım !

onun yanındayken mutlu olmak ama yine de düşünmek ' ya hissettiklerim beni yanıltırsa ? '

bırak yanıltsın seni hislerin.. denemeden ne öğrenilmiş ki şu hayatta ? aşk dediğin de bu değil mi zaten.. denemek , hep denemek !

mutluysan onun yanında , bırak sürsün gittiği yere kadar bu mutluluk... yüreciğin nerde hızla atıyorsa , ordan bir adım öteye gitmeyeceksin...

baktın olmuyor , adımlarını sıklaştıracaksın , illa ki bir yer daha var dünyada , o mutluluğun aslında mutluluk olmadığını gösterecek gibi... anladın mı ?

ben anlamadım =)

nerde , ne şekilde mutluysan , orda , öylece kal .. gerisini boşver !

aşkın şahını buldunsa , yan yıkıl aşk için...

O bunu emretti çünkü !

seviyorum seni güzel gözlü melek...

darısı başıma =) =))

7 Ocak 2009 Çarşamba

hayal kurmak

Farkındaysan
Kapı açık.
Durma öyle uzak
Gir içeri.
Bir hayale attığın adım
Gün gelir,
Bir gerçeğe yol olur.



yavas yavas uzaniyorum hayallerimin pesinden , ya sen ? acik buldugun kapilardan iceri girer misin ? yoksa korkar misin kurmaktan hayal ? gun ola gercek olmus duslerin , mutlu etmez mi bu seni ?

there's probably no God !

kampanyanin boylesi !


Namlu Haber Ajansı

1 Ocak 2009 Perşembe

... Ermeni Gailesi

Hangi bilinmezlerde kayboldu günün gerçeği
Hangi toplu mezarlara gömüldü ninemin hayalleri?
Doğrularda kaybolmuşken eğriye çıktı adımız
Hangi katliamı suladı dedemin elleri ?

Gülümsemeyi bilsen dağılır Ağrı'nın dumanı
Karanlıklar nasıl çözsün bu düşmanlığı?
Bir kaç dönüm pamuk için sattın vatanı
Sığınıp yalanlara savunma katliamı

Gelininin türküsü yazılırken Erzurum'da
Sırtımızdan vurdu bizi Millet-i Sadıka
Tüketirken güvenini ülkemin bir çırpıda
Neden Türklerin izini sildin Erivan'da ?

Uzansan tutarız hala ellerinden
Tarihin hangi zamanında barbarlğımızı gördün?
Silmeye çalışırken atamın kanını yerden
Alnımıza bu karayı neden sürdün ?

Pinartje @ Afyon

Önemli!

Bu blog tamamen islami usüllere göre yapılmıştır.
Yapımda ve yönetimde hiç bir domuzun emeği geçmemiştir. .