Sevgili blogcan,
yirmili yaşlarımın son iki saati işte.
nöbetteyim.
yine soğuk bir nöbet.
ama bilirim yüreğimdeki o çırpınmanın sebebi bu değil.
üçle başlayan yaşlar bekliyor beni.
otuz.
ne kadar da soğuk, ne kadar da ürkütücü değil mi?
değil mi?
peki.
son iki saatimin tadını çıkarayım hadi ben.
üçüncü dekatta görüşürüz.
hoş gel, orta yaş!
hoş gel, o t u z ! ! !
29 mayıs 16
@ kalp damar cerrahisi yoğun bakım ünitesi
izmir
P.
29 Mayıs 2016 Pazar
16 Mayıs 2016 Pazartesi
Merhaba,
İlk üniversiteye başladığım yıllardaydı (3. Üniversitemi okuyorum da üzerinize afiyet 😎). Devlet Su İşleri bir sempozyum düzenliyor bizim hocalarımız da katılıyordu. E biz durur muyuz, rica minnet sempozyuma katılmak için izin aldık. Ders saatine denk geldiği için her zaman ki gibi "yoklama orda alınacak" tehditleri bizi hiç alakadar etmedi çünkü sempozyuma gitmeyi biz istiyorduk en çok.
Protokolün hemen arkasına geçip oturduk. Takım elbiseli, göbekli bir dizi insan oturmuş, sempozyumu en önden takip ediyor. Biz öğrenciler de aman bize bişey derler mi, aman susalım, yoklama kağıdı nerde, ezik ezik düşünceler düşünceler.
Sempozyum programı olan broşürleri okuyan öndeki takım elbiseli iki kişiden biri sıradaki konuyu söyledi: postmenopozal dönemde osteoporoz.
Takım elbise sordu: osteoporoz da ne demek?
Diğer takım elbise cevap verdi: menopozun bir üst evresi.
Biz öğrenciyiz, emin de olsak cevabın yanlışlığına ve komikliğine; o kendini beğenmiş eminlik ve tabii protokolde oturan takım elbise bizi korkuttu. Sustuk.
Ülkede de durum aynen budur.
Takım elbise giyip, hiç alakası olmayan, bilgisinin olmadığı bir mevkide, üstelik doğruluğundan şüphesi olmadan oturan insanlar var.
Yanlış olduğuna emin olduğumuz halde ses edemediğimiz konular var.
Keşke o gün eğilip, "pardon" deseydim. "Osteoporoz kemik erimesidir!."
Ve şimdi,
Etrafında olan biteni gördüğü halde, alkış tutup, yanlışı görüp içindeki doğrudan şüphe duyanlara eğilip avazım çıktığı kadar şu cümleyi kurabilseydim:
"Tam bir gerizekalısın! Keşke ölsen! "
P.
İlk üniversiteye başladığım yıllardaydı (3. Üniversitemi okuyorum da üzerinize afiyet 😎). Devlet Su İşleri bir sempozyum düzenliyor bizim hocalarımız da katılıyordu. E biz durur muyuz, rica minnet sempozyuma katılmak için izin aldık. Ders saatine denk geldiği için her zaman ki gibi "yoklama orda alınacak" tehditleri bizi hiç alakadar etmedi çünkü sempozyuma gitmeyi biz istiyorduk en çok.
Protokolün hemen arkasına geçip oturduk. Takım elbiseli, göbekli bir dizi insan oturmuş, sempozyumu en önden takip ediyor. Biz öğrenciler de aman bize bişey derler mi, aman susalım, yoklama kağıdı nerde, ezik ezik düşünceler düşünceler.
Sempozyum programı olan broşürleri okuyan öndeki takım elbiseli iki kişiden biri sıradaki konuyu söyledi: postmenopozal dönemde osteoporoz.
Takım elbise sordu: osteoporoz da ne demek?
Diğer takım elbise cevap verdi: menopozun bir üst evresi.
Biz öğrenciyiz, emin de olsak cevabın yanlışlığına ve komikliğine; o kendini beğenmiş eminlik ve tabii protokolde oturan takım elbise bizi korkuttu. Sustuk.
Ülkede de durum aynen budur.
Takım elbise giyip, hiç alakası olmayan, bilgisinin olmadığı bir mevkide, üstelik doğruluğundan şüphesi olmadan oturan insanlar var.
Yanlış olduğuna emin olduğumuz halde ses edemediğimiz konular var.
Keşke o gün eğilip, "pardon" deseydim. "Osteoporoz kemik erimesidir!."
Ve şimdi,
Etrafında olan biteni gördüğü halde, alkış tutup, yanlışı görüp içindeki doğrudan şüphe duyanlara eğilip avazım çıktığı kadar şu cümleyi kurabilseydim:
"Tam bir gerizekalısın! Keşke ölsen! "
P.
6 Mayıs 2016 Cuma
ACİL SERVİS GÜNLÜKLERİ V:
Merhaba,
Bugün özet yok size. Son söz de yok, küstüm.
Çünkü siz kendinizden başkasına saygı duymayan, kendisine beklediği ilgi ve saygının gramı kadar, karşıya bir sağlıkçıya yahut başka bir hastaya göstermeyen, başkasına tahammül edemeyen egolarsınız!
Çünkü sizin tek düşündüğünüz kolunuzda sinek ısırığının verdiği hasar. Umurunuzda mı sanki gencecik bir askerin ranzadan düşüp, yürek yakan ambulans çığlığıyla, üstelik öldüğü düşünülerek acile geldiği ve yaşama geri döndürüldüğü?
Umurunuzda mı sanki, kalp krizi geçiren insanların eşleri kapıda sessizce beklerken sizin saçma sapan siyasetinizi dinlerken içinden neler geçirdiği?
Yan odada hasta çocuğuna serum takılan fakat kendisi diğer tarafta öksürük şikayetlerini arka arkaya sıralayan insanların nazıyla uğraşan hemşirelerin düşündükleri peki?
2 gün önce kırılan el kemiği için gecenin 2sinde, tabii önce zil zurna sarhoş olup, acile gelen insan kişisi! Senin için önemli mi peki tüm bunlar?
Yoksa hala alçılı kolla "yık yaa ben araba kullanırım bişey olmaz" artistliğinin cevabı umarım bize bir Tk olarak dönmez.
Çünkü insanların canı, senin saçma egondan daha değerli!
Ve biz,
Şikayet ederken gayet rahat olup teşekkür etmeyi bilmeyen insanlara üzülmeyi bıraktık artık.
Pansumana gelen o tontiş yanaklı Zeynep teyze gibi: gel seni bi öpeyim deyip, dualar eden hastaların varlığına seviniyoruz.
Siz kendi mutsuzluğunuzda boğulun!. .
Altımayısikibinonbeş
P.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Önemli!
Bu blog tamamen islami usüllere göre yapılmıştır.
Yapımda ve yönetimde hiç bir domuzun emeği geçmemiştir. .
Yapımda ve yönetimde hiç bir domuzun emeği geçmemiştir. .