21 Ocak 2023 Cumartesi

iç döküntüsü

 Bazen alıp başını gitmek, hayallerini kurduğun o evi yapmak falan isteği geliyor mu sana da ? Bana hiç olmuyor böyle şeyler çünkü; bu ülkede hayalini kurduğun her şey hayallerde kalır. Ben bunu çok iyi biliyorum bak anlatayım hak vereceksin :)) 

Düğünüm olacaktı, binlerce gelinlik görmüşümdür. Benim beğendiklerim bana olmadı, bana olanları da ben beğenmedim derken Ankara'da bir işhanı bulduk böyle içi gelinlikçilerle dolu bir yer. Gezdik falan vitrin bakıyoruz ama sadece, neyse bir dayı tuttu bizi ben biliyorum dedi bana senin nasıl bir şey istediğini, gel otur çizeyim sana. Çizdi tarifledi üç beş bir şey ben ekledim, hayal bu ya. Allahım dedim oldu galiba ya adam resmen istediğim her şeyi bir araya getirdi. Kilometrelerce uzakta oturduğum Ankara'ya bir kaç kez gelinlik provasına gittim. her gittiğimde sadece sikimsonik bir büstiyerle ölçümü aldılar sanki dikmişler gibi. Son gittiğimizde teslim aldığımız gelinliğin hayalimdekiyle ve hatta çizdikleri gelinlikle uzaktan yakından alakası yoktu ama; aldık olm almak zorundaydık düğün günü gelmişti. Sışdığımın gelinliğini koydukları kutunun ipini bile kesmedi makasları, para sıkıştırmayınca. 

Bir kaç ile taşındık, benim eğitim sevdam yüzünden. Her gittiğimiz mahalleye bizden sonra doğalgaz verdiler sağ olsunlar. Ellerin evinin tüm pisliğini temizledim şükür:))  doğalgaz borusuydu, kombisiydi bırtıydı zırtıydı. Borudan önce delmeye geliyorlar, o ekip ayrı. İşte yeri hazırlandı diyorsun başladı galiba inşaat.  Aylar sonra (yüz kere aradıktan sonra) bir ekip boru takıp gidiyor. Bu kez ulaş bakalım kombiciye ulaşabilirsen. Bu örnekleri istediğin kadar çoğaltabilirim çünkü ülkede malzemeden bol bir şey yok!

Herkes gittiği her yerde en iyi hizmeti hakettiğini düşünüyor ve onu bekliyor ama; hiç kimse işini karşıdan beklediği gibi yapmıyor. Ya banyoyu yaptırdık taşınmadan ev boşken yapılsın da bir daha sıkıntı çekmeyelim diye, binlerce lira verdiğimiz adam giderin tam tersi yönünde eğim vermiş, su asla gidere dokunmuyor!!!! Bak yine sövdürdü beni!

İstiyorum ki herkes işini iyi yapsın. O zaman işler de hızlanır, düzenli olur. Paran da kursağında sıkışıp kalmaz!

Bir yer bulalım biz de, hani böyle mutlu olduğumuz, kaygımızın olmadığı ve hayal edebildiğimiz her şeyi yapabilecek gücü kendimizde bulduğumuz bir yer işte. Gençliğimiz kaygıyla kederle geçiyor ya çok hızlı geçiyor hem de. 


Mutlu mesut bir yer işte hayalimdeki. Gülücük dolu, enerji dolu. Huzur dolu!

Dert mi sonra sanki, banyonun giderine ters yapılmış eğim? Su terazisini skim! 


öperim p.



12 Mart 2022 Cumartesi

Pinaristan: Onlara Set!

Pinaristan: Onlara Set!:   Sizsiniz sebebi! Kendimi küçücük bir bebeğin karşısında bu kadar çaresiz hissetmeme sebep olan ve beni çaresizliklerimle bir başıma koyup ...

16 Mart 2017 Perşembe

Benim Adım Neydi?



Unutuyorum. .

Salondan mutfağa gidip, o kısacık sürede mutfaktan ne alacağımı unutuyorum.

"Bana yaptıklarını asla unutmam" dediğim ne varsa anında unutuyorum hepsini. Bu yüzden hepinizi seviyorum.

Verilen ödevleri, derste gördüklerimi, az evvel okuduklarımı unutuyorum.

Şimdiye dek izlediğim filmleri, okuduğum tüm kitaplardaki kötü kalpli insanları ve iyilere ne olduğunu.

Hangi dizileri takip ettiğimi ve dizide kimi sevdiğimi de.

Dizi izleyip izlemediğimi de unuttum zaten.

Her şey o kadar kalabalık ki, hepiniz o kadar çoksunuz ve kendinizi o kadar önemsiyorsunuz ki, hanginizin daha önemli olduğunu da genellikle unutuyorum.

Sonra boş veriyorum. Her şeyi ve herkesi.

Bu kadar çabuk unutulacak şeylerin ne önemi var ki?

Kendime içecek bir şeyler almak için gittiğim mutfaktan su içip dönmüşsem, ne önemi var dolapta duran içeceklerin.

Yerinize koyduğum başkaları varsa; ne önemi var hayatımda kapladığınız yerin.

Kapımı kapattım mı hepiniz dışarıda kalıyorsunuz. Gözlerimi kapattım mı, her şey boşluk.

Unutmak o kadar güzel bir özgürlük ki, bu hakkımı sonuna kadar kullanıyorum.

Öperim

P.

30 Haziran 2016 Perşembe

Merhaba,
Dün trafikteyken acı acı bağıran bir ambulans, arabanın yanından geçmek için dakikalarca bekledi. Yol vermek yerine, önüne düşüp hızla geçmeye çalıştın.
Dün, hızla arabanın arkasında beliren bir itfaiye aracı hiç durmadan sirenlerini çaldı. Yol vermek yerine arada bir kornaya basmak suretiyle, saçma sapan hareketler yaptın yine trafikte. İtfaiye aracının hızını kestin!
Dün bir kadının çantası çalındı gözünün önünde. Hırsız yanından koştu gitti de bırak arkasından koşmayı, önünü kesmeyi; iyice duvara yaslandın ki sana çarpmasın.
Dün bir kızı tekme tokat dövdü bir adam sokak ortasında. Film izler gibi baktın da, 'sen de ne yapıyorsun be adam!' diyemedin.
Dün senden oy almak için vaatlerde bulunan, hizmetçin olacağına dair yeminler eden adamlara bugün hizmet eder oldun, ses edemez oldun, hizmet beklediğini unuttun!
Bugün deden evde kalp krizi geçirdi. Dakikalarca sürdü ambulansın gelmesi. Dakikalarca deden gözünün önünde can çekişti ve sen bişey yapamadın. Nihayet yetişti ambulans ve sağlıkçılar ,ama dedene koşmalarını engelledin de 'nerde kaldınız' diye bağırdın!
Bugün çatında bir yangın çıktı. Onlarca dakika bekledin itfaiye gelsin diye ama, hıyarın birinin yol vermediğini düşünmek yerine, itfaiyeciyi suçladın!
Bugün eşinin çantasını kaptı kaçtı puştun biri. Eşin çantasını bırakmak istemedi. Çevresi de o kadar kalabalıktı halbüse, kimse ona yardım etmedi. Eşin feci şekilde yaralandı!
Bugün tekme tokat dövdü seni sokakta eski kocan/yeni sevgilin. Herkes izledi de seni, kimse 'napıyosun be adam!' diye ayırmadı sizi. Almadı kimse seni onun elinden!
Bugün, hizmetkarı olduğun sistemin içinden, olanca sağlıksız beslenmene, stresli iş ortamına (tabiii iş bulabildiysen şanslı olanlardansın!) ve yoğun trafiğe rağmen evine ulaşmayı başardın.
Emeğinin karşılığını alamadın ama; karnım doyuyor çok şükür diye düşündün.
Yanından bir ambulans geçti, acaba kimin yakınıydı. Yazık! .
Bir itfaiye. Eyvah kim bilir neresi yandı diye düşündün. Yazık!
Bir kadının çantası çalındı. Çok şükür seninkine dokunmadılar.
Ve bir kadın tekme tokat dövüldü sokakta. Çok şükür senin kocana.
Yarın. Bir suçlu arayacaksan şayet, yine saldır etrafına!
Ama ben kim olduğunu biliyor ve tiksiniyorum senden!
Yazık!
P.

29 Mayıs 2016 Pazar

ah yirmili yaşlarım. .

Sevgili blogcan,

yirmili yaşlarımın son iki saati işte.

nöbetteyim.

yine soğuk bir nöbet.

ama bilirim yüreğimdeki o çırpınmanın sebebi bu değil.

üçle başlayan yaşlar bekliyor beni.

otuz.

ne kadar da soğuk, ne kadar da ürkütücü değil mi?

değil mi?

peki.

son iki saatimin tadını çıkarayım hadi ben.

üçüncü dekatta görüşürüz.

hoş gel, orta yaş!

hoş gel, o t u z ! ! !

29 mayıs 16
@ kalp damar cerrahisi yoğun bakım ünitesi
izmir

P.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Merhaba,

İlk üniversiteye başladığım yıllardaydı (3. Üniversitemi okuyorum da üzerinize afiyet 😎). Devlet Su İşleri bir sempozyum düzenliyor bizim hocalarımız da katılıyordu. E biz durur muyuz, rica minnet sempozyuma katılmak için izin aldık. Ders saatine denk geldiği için her zaman ki gibi "yoklama orda alınacak" tehditleri bizi hiç alakadar etmedi çünkü sempozyuma gitmeyi biz istiyorduk en çok.
Protokolün hemen arkasına geçip oturduk. Takım elbiseli, göbekli bir dizi insan oturmuş, sempozyumu en önden takip ediyor. Biz öğrenciler de aman bize bişey derler mi, aman susalım, yoklama kağıdı nerde, ezik ezik düşünceler düşünceler.
Sempozyum programı olan broşürleri okuyan öndeki takım elbiseli iki kişiden biri sıradaki konuyu söyledi: postmenopozal dönemde osteoporoz.
Takım elbise sordu: osteoporoz da ne demek?
Diğer takım elbise cevap verdi: menopozun bir üst evresi.
Biz öğrenciyiz, emin de olsak cevabın yanlışlığına ve komikliğine; o kendini beğenmiş eminlik ve tabii protokolde oturan takım elbise bizi korkuttu. Sustuk.

Ülkede de durum aynen budur.
Takım elbise giyip, hiç alakası olmayan, bilgisinin olmadığı bir mevkide, üstelik doğruluğundan şüphesi olmadan oturan insanlar var.
Yanlış olduğuna emin olduğumuz halde ses edemediğimiz konular var.

Keşke o gün eğilip, "pardon" deseydim. "Osteoporoz kemik erimesidir!."

Ve şimdi,
Etrafında olan biteni gördüğü halde, alkış tutup, yanlışı görüp içindeki doğrudan şüphe duyanlara eğilip avazım çıktığı kadar şu cümleyi kurabilseydim:

"Tam bir gerizekalısın! Keşke ölsen! "

P.

6 Mayıs 2016 Cuma

ACİL SERVİS GÜNLÜKLERİ V:


Merhaba,
Bugün özet yok size. Son söz de yok, küstüm.
Çünkü siz kendinizden başkasına saygı duymayan, kendisine beklediği ilgi ve saygının gramı kadar, karşıya bir sağlıkçıya yahut başka bir hastaya göstermeyen, başkasına tahammül edemeyen egolarsınız!
Çünkü sizin tek düşündüğünüz kolunuzda sinek ısırığının verdiği hasar. Umurunuzda mı sanki gencecik bir askerin ranzadan düşüp, yürek yakan ambulans çığlığıyla, üstelik öldüğü düşünülerek acile geldiği ve yaşama geri döndürüldüğü?
Umurunuzda mı sanki, kalp krizi geçiren insanların eşleri kapıda sessizce beklerken sizin saçma sapan siyasetinizi dinlerken içinden neler geçirdiği?
Yan odada hasta çocuğuna serum takılan fakat kendisi diğer tarafta öksürük şikayetlerini arka arkaya sıralayan insanların nazıyla uğraşan hemşirelerin düşündükleri peki?
2 gün önce kırılan el kemiği için gecenin 2sinde, tabii önce zil zurna sarhoş olup, acile gelen insan kişisi!  Senin için önemli mi peki tüm bunlar?
Yoksa hala alçılı kolla "yık yaa ben araba kullanırım bişey olmaz" artistliğinin cevabı umarım bize bir Tk olarak dönmez.
Çünkü insanların canı, senin saçma egondan daha değerli!
Ve biz,
Şikayet ederken gayet rahat olup teşekkür etmeyi bilmeyen insanlara üzülmeyi bıraktık artık.
Pansumana gelen o tontiş yanaklı Zeynep teyze gibi: gel seni bi öpeyim deyip, dualar eden hastaların varlığına seviniyoruz.
Siz kendi mutsuzluğunuzda boğulun!. .
Altımayısikibinonbeş
P.

Önemli!

Bu blog tamamen islami usüllere göre yapılmıştır.
Yapımda ve yönetimde hiç bir domuzun emeği geçmemiştir. .