2 Nisan 2016 Cumartesi

YOKluk. .

Yok işte. .
Yediğimiz ekmeğin, domatesin, taa uzaklardan kokusu gelen çocukluğumuzun o yamuk yumuk ama lezzeti üstünden akan çileğinin tadı yok artık. .
Yok.
''Akşam ezanından önce evde ol'' diye uyaran anneler. Parklarda çocuk sesleri, sokakta ''anneeee'' diye defalarca bağıran çocuklar da yok.
Yok!
Evin anahtarını bırakacak, fazla ekmek var mı diye soracak, başın sıkışınca aranacak komşular da yok.
Hormondan taşlaşmış meyve/sebzeler var artık. Domatesin kokusunu bilmeyen, ilaçla şişirilmiş tavuklarla, fast food beslenen, hiç sokakta oynamamış, düşüp dizini parçalamamış, arkadaşlığı bilmeyen, okula gittiği anlaşılmayan serseri görünümlü (kız/erkek) çocuklar var artık.
Bırak çocuğunu emanet etmeyi, yanından geçtiğinde selam vermediğimiz komşularımız var.
Parklarda çocuktan çok anne-babalar var.
Var.
Tecavüz edilen küçücük coçuklar. Çocuğunu emanet edip bi yere kadar giden, döndüğünde çocuğunun cesedine dahi ulaşamayan anneler var. Üç kuruş için ninesini öldüren, beş kuruş için karısını kesen insanlar var. Var! Ülkesini bölmeye çalışan, ekmek yediği kaba işeyen köpekler var !
Kötülükte sınır tanımayanlar var!
Keşke yaptığınız en büyük kötülük olarak kalsaydı süte su katmak.
P.

Hiç yorum yok:

Önemli!

Bu blog tamamen islami usüllere göre yapılmıştır.
Yapımda ve yönetimde hiç bir domuzun emeği geçmemiştir. .